Arjantinli usta yazar Alberto Manguel, “Beş Şehir”in yayınlanışından 70 yıl sonra aynı güzergâhı takip ederek “Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir”i yazdı. Ankara, İstanbul, Erzurum, Konya ve Bursa izlenimlerini bir kitapta topladı.
Ahmet Hamdi Tanpınar, on yıl önce ortaya çıkan günlüklerinde eserlerine olan ilgisizlikten ve eleştirel tepkinin azlığından şikâyet ediyor, bu durumu “sükût suikastı” diye adlandırıyordu. Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Beş Şehir gibi kitaplara imza atmış bir yazar olarak inkisarını defterine şöyle not düşmüştü: “Beş Şehir’le, bütün o hikâyeler ve romanla Türk edebiyatının bütün bir tarafıyım… Bunların Türkiye’ye ve Türkçe’ye getirdiği bir şey yok muydu?… Ya şiirlerim?… Fakat niçin bu kadar haksızlık? Bu işte eksiğim nedir!” Eserleri sağlığında hak ettiği değeri göremeyen Tanpınar bugün adına uluslararası festivaller düzenlenen, hakkında biyografiler kaleme alınan, kitapları birçok yabancı dile çevrilmiş bir yazar.
Geçtiğimiz günlerde “Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir” adıyla bir kitap yayınlandı. Kitabın yazarı ‘Okumanın Tarihi’, ‘Borges’in Evinde’, ‘Hayali Yerler Sözlüğü’’ “Okuma Günlüğü” gibi enfes kitaplara imza atmış edebiyat çevrelerinde çok iyi bilinen Alberto Manguel.
Tanpınar, hayatının belli dönemlerinde yaşadığı Ankara, Erzurum, Konya, İstanbul ve Bursa’yı anlattığı denemelerini 1946’da kitaplaştırmıştı. “Beş Şehir” bugün dili, üslubu ve büyülü atmosferiyle Türkçe’nin şaheserlerinden biri kabul ediliyor. Yaklaşık yetmiş yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan gelen Manguel, Tanpınar’ın kılavuzluğunda aynı şehirlere giderek izlenimlerini, gözlemlerini yazdı. Tanpınar’ın eserlerini çevirilerinden okuyup hayran kalan Manguel “Aynı dönemde yaşasaydık Tanpınar’la yakın arkadaş olabilirdik” diyor.
Kitap ismiyle ve yazarıyla meraklandırıp heyecanlandırsa da sayfalar ilerledikçe o heyecan yerini bir hayal kırıklığına bırakıyor. Beş Şehir’in okuru içine çeken büyüsünden, masalsı havasından bir iz, bir işaret arayanlar için belki bu böyle. Manguel’in usta bir denemeci olduğunu hatırlatan sayfalar da yok değil –özellikle Bursa ve Konya bölümü- fakat kitapta birçok maddi hatanın olması metinleri keyifsiz hale getiriyor. Mesela Erzurum’u anlattığı bölümde Nene Hatun’un 1985’te öldüğü, Erzurum’da ekseriyetin mangalla ısındığı, sokakta Ermenice, Arapça konuşulduğu gibi eksik ve yanlış bilgiler veriyor.
Manguel’i de suçlamamak gerekiyor. Türkçe bilmediğini ve Türk kültürüne aşina olmadığını kitabın önsözünde özellikle belirtiyor. Yazar rehberler eşliğinde beş şehre de ikişer üçer günlük turistik ziyaretlerde bulunmuş. Haliyle yabancı bir yazardan Tanpınar kavrayışını beklemek haksızlık olur. Yine de Manguel adının büyüklüğü karşısında izlenimler sathi, metinler hafif kalıyor. Peki kitapta ne var? Bildiğimiz tarih anekdotları, rehberlerin aktardıkları, şehir izlenimleri ve yeme içme yazıları… Manguel, bir anlamda kendi “Beş Şehir”ini yazıyor. Kitapta sık sık Gezi olaylarına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriterliğine atıf var.
Ara 16, 2016 0
Ara 15, 2016 0
Ara 09, 2016 0
Ara 07, 2016 0
Ara 16, 2016 0
Ara 15, 2016 0
Ara 09, 2016 0
Ara 07, 2016 0