Kas 04, 2016 Murat Tokay Edebiyat 0
Gülten Akın aramızdan ayrılalı bir yıl oldu. Dünyadan bir Gülten Akın geçti. Ete kemiğe büründü, şiir diye göründü… Artık o inceliklerde yaşıyor.
(bu kısa yazı geçen yıl şairin vefatının ardından kaleme alınmıştır)
Türk şiirinin büyük ustasını yitirdik. Gülten Akın, 85 yaşında hayata veda etti. Bir yaprak düştü, bir dil sustu, bir parantez kapandı (23 Ocak 1933-4 Kasım 2015). “Bir şair ölünce bir dil tanrı katına yükselir”miş. Gültence, göğe çekilmiş bir dil olarak bizimle yaşayacak. “Ahh kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” ya da “Sonra işte yaşlandım” diyen sesi, hep gök kubbede hoş bir sedâ olarak kalacak. “Deli Kızın Türküsü” hep söylenecek.
Şair Gülten Akın. 16 Mart 2013 / Selahattin Sevi
Haydar Ergülen’in ifadesiyle “Türk şiirinin annesi”ydi Gülten Akın. Şiire, Garip rüzgârının şiddetli estiği, İkinci Yeni şiirinin henüz ufukta belirmediği yıllarda başladı. İlk şiiri 1951’de Son Haber gazetesinde yayımlandı. İlk kitabı Rüzgâr Saati (1956), günün modalarına kapılmayan, özgün bir şairin doğuşunu haber veriyordu. Ardından gelen Kestim Kara Saçlarımı (1960), Türkçenin gücünü kadın duyarlığıyla buluşturan genç şairin adını daha geniş kitlelere duyurdu. Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’ne değer görülen bir sonraki kitabı Sığda (1964) ile şiirimiz artık bir usta kazanmıştı. Toplumcu çizgide şiirler yayımladı Gülten Akın: Kırmızı Karanfil 1971, Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı (1972), Ağıtlar ve Türküler (1976), Seyran Destanı (1979)… Sonraki yıllarda şiirini daha da incelten, hikmet burcundan konuşan bir şairin yazdıklarını okuduk. Sevda Kalıcıdır (1991), Sonra İşte Yaşlandım (1995) ve Sessiz Arka Bahçeler’i (1998) Uzak Bir Kıyıda izledi.
Son kitabı iki yıl önce yayımlanmıştı: “Beni Sorarsan Kış”… Şiirlerden önce “önsöz gibi” bir sunuş yazısı var. Yazının başlığı “Ağır, çok ağır bir dünya”… Burada, dört yıldır “kan kardeş olduğu” diyaliz makinesinde geçirdiği günleri kısaca anlatıyordu. Biraz yaşlılıktan dem vuruyor, biraz gidenlerden. “Beni sorarsan / Kış işte / Kalbin elem günleri geldi” diyordu. Bir göç hazırlığı, bir veda havası var söyleyişinde: “Ben yoruldum gidiyorum / Kendi endişeni kendin seç”. Ömrünün son yıllarını Burhaniye’de geçiren Gülten Akın, Ankara’da bir hastane odasında dünyaya kapattı gözlerini. Dünyadan bir Gülten Akın geçti. Ete kemiğe büründü, şiir diye göründü… Artık o inceliklerde yaşayacak.
Ara 16, 2016 0
Ara 15, 2016 0
Eki 14, 2016 0
Eki 02, 2016 0