Kas 05, 2016 Murat Tokay Kitap 0
Kimi kitapları okurken size bir şiir sesi eşlik eder. Mimoza Sürgünü’nde de öyle oldu. “Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun”. Nazan Bekiroğlu bir Y’ol kitabı yazmış; gidecek yeri olmayanlara özgü bir hasret duygusuyla… Naif, lirik, kalbe dokunan; gücünü samimiyetinden alan yazılar… Kitabın arka kapağında okura bir hatırlatması var yazarın: “Tamam, estetize ediyorum, idealleştiriyorum biliyorum. Düpedüz yazıyorum. Romantik olduğum da bir yafta gibi boynuma asılı. Ama ben gördüğümü söylüyorum.”
Şimdilerde çok satan “Nar Ağacı’nın Yazarı” olarak anılmaya başlasa da Bekiroğlu’nun sıkı okurları onun sesine aşinadır. Nun Masalları’nın anlatıcısı, Yusuf ile Züleyha’nın yazıcısı olarak tanır. İsim ile Ateş arasında kalbine sığanları söylediğini; yıllardır Karadeniz’e bakan odasında, defterine ağrılı bir yaşamak düştüğünü bilir. Okurunun kıskandığı özel bir yazardan söz ediyoruz. Şiirli üslubu onun romantikliğinden çok “duyuşuyla” ilgilidir.
Mimoza Sürgünü, çoğu gazete yazılarından oluşuyor. Yazılar dört bölümde toplanmış: Kalp Sathı, Defter Kâğıdı, Seyahat Albümü ve Dünya Yüzü… Sayfaları çevirmeye başladığınızda cam kenarındaki yolculuğunuz başlayacak. İlk yazı “Ekim Yolcusu” İkinci yazının başlığı ise “Çok yorgunum beni bekleme kaptan”. Bütün yazılarda bu yol hâli ve yorgunluk daha doğrusu yaşanmışlık -“Kader diyorduk buna biraz da keder”- karşımıza çıkıyor. Hiçbir yere sığmayan bir ruh var. “Biraz azalsam. Sadeleşsem. Durulsam” diyen bir ses, sonra dualar: “Rabbim! Derin kederler, güceniklikler, sitemler, küskünlükler, kırgınlıklar, cürümlerim kadar büyük acılar içinde geliyorum. Kapından çevirme geri. Bana da ‘Kulum’ de. Beni de defterine kaydet. Bana da nasip et. Gidecek yerim yok. Benim de yolumu açık et”.
Seyahat Albümü’nde Doğu’nun güzel şehirleri var. Kudüs, Tebriz, Busra, Bakü, Petesburg, Moskova… Geçmişe doğru yapılan yolculukların tadı ise bir başka. Ve yazar bunu sıkça yapıyor kitapta. Geriye dönüyor, eski defterleri karıştırıyor; “dünya dedikleri gölgelikte” hayal kuruyor, hesaplaşıyor, keşkelerini paylaşıyor. Kitabın son kısmı sokak köpeklerine, kimsesiz kedilere ayrılmış. Nazan Bekiroğlu hassas olduğu bir konuda okurla hasbihâl ediyor: “Mesele sevmek değil aslında. Yaşama hakkına saygı.”
Son söz olarak diyebiliriz ki Mimoza Sürgünü’ndeki yazılar, cümleler hemen uçup gidecek türden değil, kalbinizde konaklayacak, bir süre sizinle yaşayacak. Kitap bir yazarın güncesi gibi de okunabilir.
Mimoza Sürgünü
Nazan Bekiroğlu
Timaş Yayınları 278 sayfa
02125112424
Ara 15, 2016 0
Eki 31, 2016 0
Eki 27, 2016 0
Eki 27, 2016 0
Ara 16, 2016 0
Ara 09, 2016 0
Ara 07, 2016 0
Kas 12, 2016 0